“Türkiye; ekonomisiyle, askerî gücüyle, sosyal yapısıyla güçlü olmak mecburiyetinde olan bir ülkedir”

“Türkiye; ekonomisiyle, askerî gücüyle, sosyal yapısıyla güçlü olmak mecburiyetinde olan bir ülkedir” 03.
Reklam Alanı
“Türkiye; ekonomisiyle, askerî gücüyle, sosyal yapısıyla güçlü olmak mecburiyetinde olan bir ülkedir”
03 Mart 2022 tarihinde SİYASET kategorisinde yayınlandı. Google News
Reklam Alanı

“Türkiye; ekonomisiyle, askerî gücüyle, sosyal yapısıyla güçlü olmak mecburiyetinde olan bir ülkedir”
03.03.2022

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Ankara Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye; siyasetiyle, ekonomisiyle, askerî gücüyle, sosyal yapısıyla güçlü olmak, güçlü kalmak mecburiyetinde olan bir ülkedir. Güneyimizden kuzeyimize, doğumuzdan batımıza etrafımızda yaşananlara akıl ve vicdan penceresinden bakan herkes, bu hakikati görecektir, kabul edecektir. Bölgemizde hiçbir hadisenin, hiçbir gelişmenin, hiçbir krizin Türkiye’den bağımsız olmadığı, inkâr edilemeyecek bir gerçektir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da düzenlenen AK Parti Ankara Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına, tüm Ankaralıları selamlayarak ve toplantının hayırlara vesile olmasını dileyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşundan bugüne AK Parti Ankara teşkilatlarında görev alanları tebrik etti, ahirete irtihal edenlere ise Allah’tan rahmet diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizler, Selçuklu’nun ve Osmanlı’nın emaneti Cumhuriyet’in başkenti bu şehrin günümüzdeki bayraktarlarısınız. Millî Mücadele’de düşman dibine kadar geldiği günlerde bile dimdik ayakta kalarak yönetim görevini sürdüren Ankara, 15 Temmuz’da bir kez daha gazilikle şereflenmiştir. Darbecilerin attıkları bombalara, sıktıkları kurşunlara, uçurdukları uçaklara, araçların ve insanların üzerlerinden geçirdikleri tanklara cesaretle karşı koyan Ankara’ya ve Ankaralılara bir kez daha şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

“ANKARA, MAZİ İLE ATİ ARASINDA KURDUĞUMUZ KÖPRÜNÜN KİLİT TAŞI KONUMUNDA BİR ŞEHİRDİR”

Ankara’nın sadece devletin başkenti olmadığı, aynı zamanda Türkiye’nin tüm renklerini, zenginliklerini, birikimini, umudunu bünyesinde toplayan, mazi ile ati arasında kurdukları köprünün kilit taşı konumunda bir şehir olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sebeple AK Parti olarak kendileri için de Ankara’nın daima özel, önemli ve kritik bir yer olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun, Ankara ilk günden beri bize sahip çıkmış, destek vermiş, dağ gibi yanımızda durmuştur. Milletimizin asırlık demokrasi ve kalkınma özlemlerini hayata geçirme sorumluluğunu üstlenmiş AK Parti kadrolarının öncü lokomotiflerinden biri de Ankara teşkilatıdır. Ankara’daki varlığımızı, birliğimizi, gücümüzü, kabiliyetimizi ne kadar üst düzeyde tutarsak tüm Türkiye’deki hareket alanımız da o derece genişler” değerlendirmesinde bulundu.

Ankara teşkilatının geçen yıl yaptığı 83 bin 600 yeni üye ve toplamda ulaştığı 788 bin üye ile şehirdeki tüm siyasi partilerin toplamının üzerinde bir başarıya imza attığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yılın ilk iki ayındaki üye sayısının 18 bin 500’e ulaşmış olması yükselişin sürdüğüne işaret ediyor. İnşallah Ankara 2023 seçimlerinde hem sandıklara sahip çıkarak hem sandıkları AK Parti ve Cumhur İttifakı oylarıyla patlatarak kendine yakışanı yapacaktır” diye konuştu.

Millî Mücadele’de Ankaralıların dudaklarından “Ankara’nın taşına bak, gözlerimin yaşına bak / Biz düşmanı esir ettik, şu feleğin işine bak” dizelerinin döküldüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah 2023’te bu şehrin sokakları gözleri umut ve sevinçle parlayan, ülkelerinin ve kendilerinin geleceğine sahip çıkan başkentlilerin coşkulu sloganlarıyla çınlayacaktır. Bunun için sizlerden tek bir anınızı, -ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları- tek bir gününüzü boşa geçirmeden tüm ilçeleri, mahalleleri, sokakları, haneleriyle gönlünü kazanmadık tek bir insanımızı bırakmayacak şekilde Ankara’yı kucaklamanızı istiyorum” dedi.

“YUVARLAK MASA ETRAFINDA YER BEĞENMEYENLERE MİLLETİM GEREKEN YERİ GÖSTERECEKTİR”

“Şimdi sizlerden öyle bir ses vermenizi istiyorum ki duymayan kalmasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Ankara, seçim gününe kadar durmadan, dinlenmeden gece gündüz çalışmaya hazır mıyız? Ankara, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası için kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız? Ankara, evlatlarımıza miras bırakacağımız 2053 vizyonu için gönüller kazanmaya hazır mıyız? Ankara, ülkemizi çeyrek asır geriye götürme hevesinde olanların rüyalarını kâbusa çevirmeye hazır mıyız? Ankara, Türkiye’nin iki asırlık demokrasi ve kalkınma hamlesini bir kez daha kesintiye uğratmak isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmaya hazır mıyız?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet” yanıtını almasının ardından, “Maşallah, barekallah. Sizlerdeki bu azim, bu kararlılık, bu birlik ve beraberlik daim olduğu sürece Allah’ın izniyle ne bu davanın ne AK Parti’nin önünü kesmeye inşallah kimsenin gücü yetmez. Öyle yuvarlak masa etrafında yer beğenmeyenlere milletim gereken yeri gösterecektir. Bak burada böyle bir sıkıntı var mı? Evelallah omuz omuza istikbale yürüyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin demokrasi tarihine bakıldığında “tek parti faşizminden beri” sarkacın millî irade ile darbe ve vesayet arasında gidip geldiğine şahit olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde millî iradenin en güçlü ve kesintisiz hüküm sürdüğü dönem, bizim dönemimizdir. Uzunca bir süre baskı, zulüm, yokluk, yoksulluk cenderesi altında bunalan milletimiz, AK Parti ile kendine tarihî bir çıkış yolu inşa etmiştir. AK Parti’yi millet kurmuştur, AK Parti’yi iktidara millet taşımıştır, AK Parti’yi 20 yılda girdiği 15 seçimde sandıktan millet, birinci parti çıkarmıştır” ifadelerini kullandı.

AK Parti’nin vesayetle, darbecilerle, bölgesel ve küresel güçlerle mücadelesinin hep milletin desteğiyle başarıya ulaştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “AK Parti, eser ve hizmet siyasetiyle 81 vilayeti ve 85 milyon vatandaşıyla bu ülkenin her bir ferdinin hayatına dokunan icraatlara imza atarken de yanında hep bu millet olmuştur. Allah’a hamdolsun. Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Biz milletle yürüdük. Biz, evet o malum çevrelerle değil milletle yürüdük. İnşallah ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırma, gençlerimize 2053 vizyonunu miras bırakma, bu mücadeleyi de yine milletimizin desteğiyle neticeye ulaştıracağız. Gençliğimiz burada. Diyorlar ki ‘AK Parti’de gençlik yok.’ Buyurun, siz arayın da bulursunuz. Gençlik burada. Ve evelallah AK Gençlik gümbür gümbür geleceğe yürüyor. AK Kadınlar gümbür gümbür geleceğe yürüyor. Ana kademe, AK Parti olarak gümbür gümbür iktidarı tazelemeye yürüyor, Cumhur İttifakı olarak. Bunun için hep söylediğim gibi AK Parti’nin hiçbir yöneticisi, hiçbir mensubu, millete sırtını dönemez, milletten kopuk olamaz, milletin rızasına dayanmayan herhangi bir hesap kitap yapamaz. Partimizi, mensubu olduğu davanın şuurunda, üstlendiği sorumluluğun farkında, birikimi ve gayretiyle kendini bu harekete adamış teşkilat mensuplarımızla birlikte işte burada gördüğünüz gibi bugünlere getirdik. Türkiye’nin bu tarihî dönüm noktasında beraber yol yürüdüğümüz, beraber nice güzel işler başardığımız, nice sınamaların üstesinden geldiğimiz kardeşlerimizin her birine teşekkür ediyorum.”

“PROJE; ŞAYET ORTAYA BİR ESER KOYACAKSANIZ, İYİDİR VE GEREKLİDİR”

Ana kademesi, kadın kolları, gençlik kolları, mahalle ve sandık temsilcileriyle AK Parti teşkilatından gelecek seçimlere kadar, bugüne kadar gösterilenden çok daha fazla gayret, çok daha fazla çalışma beklediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna hazır mıyız? Unutmayınız bu süreçte ülkemizin elde edeceği kazanımlar veya uğrayacağı kayıplar sadece AK Parti’nin, sadece AK Partililerin olmayacaktır” dedi.

Her bir vatandaşın, hem bugünkü hayatını hem kendisinin ve evlatlarının geleceğini doğrudan ilgilendirecek kararların verileceği, tercihlerin yapılacağı bir süreçten geçildiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşte Rusya-Ukrayna arasındaki gelişmeleri görüyorsunuz değil mi? Düştükleri durumu görüyorsunuz değil mi? Bizler, bunlardan ibret alarak yolumuza devam edeceğiz. Türkiye’nin önünde iki yol vardır. Birincisi, ülkemizin 20 yıldır büyük emekler, gayretler, fedakârlıklar sayesinde geldiği, yeri dünyanın en büyük 10 ekonomisi, siyasi, diplomatik ve askerî olarak en büyük güçleri arasına girerek taçlandırmaktır. Aman ha! Çok hassas olacağız. İkincisi, 1990’lı yılların siyasi istikrarsızlık, sosyal kaos, ekonomik çöküntü dönemlerine geri dönmektir. Dikkat ederseniz, 28 Şubat ittifakı çatısı altında bir araya gelenler, o masaya oturtma cesareti, harbiliği, samimiyeti bulamadıkları ortaklarıyla birlikte ülkenin ve milletin hiçbir meselesi konusunda dişe dokunur en küçük bir teklif ortaya koyamıyorlar. Niçin? Çünkü bunların bir araya geliş gayesi ülkenin ve milletin sorunlarını çözmek, demokrasimizi güçlendirmek, kalkınmamızı hızlandırmak, vizyonumuzu genişletmek değil. Bunların tek derdi, ülkenin ve milletin felaketi pahasına da olsa kendilerine, ajanslar vasıtasıyla verilen gündemi uygulamaktır. Proje şayet ortaya bir eser koyacaksanız, iyidir ve gereklidir. Ama siyasette proje millî iradeye saygısızlıktır. Hatta millî iradeye tehdittir. Bunların tanımı bu.”

“BU SEFERKİ PROJE DE MİLLETİMİZ TARAFINDAN SANDIĞA GÖMÜLECEKTİR”

Türkiye’nin, geçmişten beri her darbenin ardından, vesayet dayatmalarıyla benzer siyaset projeleriyle karşılaştığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz her seferinde, bulduğu ilk fırsatta, bu projeleri çöpe atmış, ülkenin yönünü kendi tarihine, değerlerine, kültürüne, ihtiyaçlarına, beklentilerine, hedeflerine uygun istikamete çevirmiştir. İnşallah bu seferki proje de milletimiz tarafından sandığa gömülecektir. Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimiyle, çukur eylemleriyle, sınırlarımıza yığılan terör örgütleriyle, 15 Temmuz’la, ekonomik tuzaklarla başaramadıklarını 28 Şubat ittifakı projesiyle elde edemezler, edemeyecekler. Türkiye’nin artık bu trojan siyasetiyle, bu virüs siyasetiyle, bu uzaktan kumanda siyasetiyle yönetilemeyecek, istikamet verilemeyecek bir ülke olduğunu dost düşman herkes bir kez daha görecektir.”

Partili gençlerin “ille de sen” şarkısını söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hadi buyurun, bu gençliğe âşık olma da nereye âşık olacaksın? Rabbim nazardan saklasın inşallah” ifadelerini kullandı.

Hiçbir dönemde siyasette rekabetten kaçınmadıklarını hatta siyasette rekabeti ülkeye ve millete hizmet yolunda bereketli bir yol olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Peki siyasette rekabet nasıl olur? Siyasette rekabet yapılanın üzerine daha fazla nasıl konulacağı hususunda olur. Hastanesinden yoluna, sanayisinden dış politikasına kadar yapılan her şeyi kötülemenin adı siyasi rekabet değil, köksüzlük özlemini dışa vurmaktır. Hâlbuki önünde sonunda yıkılmaya mahkûmdur. Biz milletimizin binlerce yıllık tarihine, medeniyetimizin binlerce yıllık mirasına, ecdadımızın emanetlerine bunun için dört elle sarılıyoruz. Böyle yapmayıp da deseler ki bunlar şu kadar okul, şu kadar hastane, şu kadar yol, şu kadar köprü, şu kadar spor tesisi, şu kadar konut yaptılar biz daha fazlasını yapacağız. Bu altılılardan böyle bir şey duydunuz mu? Diyemezler, deseler ki bunlar millî geliri 3 katına çıkardı, biz 5 katına çıkaracağız, bunlar ihracatta 225 milyar doları geçti biz 300 milyar doları geçeceğiz, bunlar ülkeyi ortalama yüzde 5 büyüttü biz yüzde 6 büyüteceğiz, bunlar 30 milyona çıkardı, biz 35 milyona çıkaracağız; eyvallah. Deseler ki bunlar sınır güvenliğimizi, terör örgütlerinin başını inlerinde ezerek sağladılar, ordumuzu güçlendirdiler, ülkede can ve mal güvenliği sağladılar, biz daha iyisini yapacağız; eyvallah. Deseler ki bunlar Türkiye’yi bölgesel ve küresel bir güç olma yolunda ancak buraya getirdi biz daha öteye götüreceğiz; eyvallah. Ama bunlar diyor ki ‘Biz AK Parti’nin yaptığı her eseri yıkacağız, AK Parti’nin getirdiği her hizmeti ortadan kaldıracağız, AK Parti’nin ülkeye kazandırdığı her şeyden vazgeçeceğiz’. Bunlarda utanmak yok.”

“PARTİMİZİ VE ÜLKEMİZİ 2023 SINAMASINDAN DA ALNIMIZIN AKIYLA ÇIKARACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Köprüsü’nün 18 Mart’ta hizmete açılacağını anımsatarak “İnanın ellerinden gelse ‘Bu köprüyü bile yıkacağız’ derler. Üçüncü köprüyü yaptık, İstanbul Boğazı’nda Yavuz Sultan Selim Köprüsü. Bu CHP zihniyetinin mensupları bana dedi. Dedim ki sıkar. Bu millet sizi gömer gömer neyi yıkıyorsun? Boğazın altından Marmaray’ı geçirdik. Ne oldu, kullanıyorlar mı? Kullanıyorlar. Avrasya Tüneli’ni geçtik, tıpış tıpış oradan da geçiyorlar mı geçiyorlar. Osman Gazi Köprüsü’nü yaptık. Bay Kemal buradan herhalde İzmir’e gidiyordur. Ama biz kıskanmadık, varsın geçsinler. Biz ‘At denize balık bilmezse Halik bilir’ diyerek yola devam ediyoruz” diye konuştu

Bir yanda AK Parti’nin yaptığı devasa işlerin, diğer yanda ise muhalefetin sergilediği kısır çekişmelerin bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Türkiye’nin hazine değerinde yıllarını, kavga, polemik, gerilim, yapboz ve kısır hesaplarla geçirenler aradan geçen bunca zamana rağmen bir arpa boyu yol alamadılar. İnşallah 2023 seçimleri, çalışmadan, üretmeden, proje ve program geliştirmeden sadece yalan, iftira ve çarpıtmayla siyaset yapan partilerin ve kadroların devrinin sona ereceği yıl olacaktır. Bugüne kadar kendi partileri içerisindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, yolsuzluk, ahlaksızlık skandallarının üzerini ısrarla örtenlerin, Allah göstermesin yarın ülke yönetimine gelmeleri hâlinde hangi azgınlıkları sergileyeceklerini düşünmek bile istemiyoruz. AK Parti kadroları eser ve hizmet siyasetinin kesintisiz sürmesini devam ettirme yanında, işte böyle bir veballe de karşı karşıyadır. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle inşallah partimizi ve ülkemizi 2023 sınamasından da Allah’ın izniyle alnımızın akıyla çıkaracağız.”

“TÜRKİYE GÜÇLÜ KALMAK MECBURİYETİNDE”

Türkiye’nin siyaseti, ekonomisi, askerî gücü ve sosyal yapısıyla güçlü olmak, güçlü kalmak mecburiyetinde olan bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Güneyimizden kuzeyimize, doğumuzdan batımıza etrafımızda yaşananlara akıl ve vicdan penceresinden bakan herkes bu hakikati görecektir, kabul edecektir. Bölgemizde hiçbir hadisenin, hiçbir gelişmenin, hiçbir krizin Türkiye’den bağımsız olmadığı inkâr edilemeyecek bir gerçektir. Geçmişte ülkemizi zayıf siyasi yönetimlerin yol açtığı boşlukları kullanarak diledikleri gibi yönlendirenler, bizim dönemimizde bunu yapamadılar. Bilhassa da Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile artık bu yol tamamen kapanmıştır. Altyapısı, ekonomisi ve askerî gücüyle zayıf devlet yapısına sahip ülkeleri renklere boyadıkları sözde devrimlerle yerle yeksan edenler, ülkesi ve milletiyle bütünleşmiş Türkiye’de hep hüsrana uğradılar. Buna rağmen, arayışlarını hâlâ sürdürüyorlar. Hakikatler ortada olmasına rağmen iktidar yolunu, millî irade yerine proje ittifaklarda arayanlar maalesef bu karanlık senaryolara gönüllü figüranlık yapıyorlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yılın başında yeni anayasa çalışması başlattıklarını anımsatarak, CHP başta olmak üzere muhalefet partilerinden de kendi metinlerini hazırlamaları ve tüm metinleri Meclis çatısı altında kamuoyu tartışmalarına açmaları çağrısında bulunduklarını söyledi.

Aradan bir yıl geçtiğini CHP’den de diğer muhalefet partilerinde de en küçük bir ses seda çıkmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki biz kendi taslağımızı hazırladık ve bekledik. Şimdi bir şeyler hazırlamışlar. Hazırladıkları ne biliyor musunuz? Aynen geriye dönüş. Yeni bir şey yok. Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur. Bunlar bu” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece bu örneğin bile tek başına muhalefetin ülkenin hayati hiçbir meselesinde ön alıcı politika geliştiremeyeceğini, tutum ortaya koyamayacağını göstermeye yeterli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Düşünün Suriye krizi, Doğu Akdeniz krizi, Libya krizi, Ukrayna krizi çıkıyor, o ara bunlar kendi aralarında hangi sırayla yürüyeceğinin, hangi sırayla oturacağının kavgasını verdiği için ülke perişan oluyor. Aynı şekilde Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Güney Asya’da bir kriz çıkıyor, o ara bunlar kimin önce konuşacağının müzakeresiyle meşgul oldukları için ülke perişan oluyor. Küresel gelişmeler veya ülkemize yönelik husumetler sebebiyle ekonomide, ticarette, sanayide, turizmde bir sorun yaşanıyor, o ara bunlar kimin hangi istikametten geleceğinin tartışmasını bitiremedikleri için ülke perişan oluyor. Ülkemizin bir köşesinde sel, bir köşesinde yangın, bir köşesinde deprem felaketi yaşanıyor, o ara bunlar kimin ayağını önce atacağına, kimin elini önce sallayacağına karar veremedikleri için ülke perişan oluyor. Böyle bir yönetim anlayışı, böyle bir yönetim teklifi, böyle bir sistem tasarımı olur mu?”

Türkiye’yi bu hastalıktan, bu arazdan bu çarpıklıktan kurtarmak için 20 yıl harcadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şimdi bunlar filmi geriye sardırıp, ‘yeniden eskiye dönelim’ diyorlar. Yok öyle yağma. Milletimiz, bu ülkenin tıpkı eserlerimiz, tıpkı hizmetlerimiz, tıpkı bölgesel ve küresel söz sahipliğimiz gibi demokratik yönetim sistemimizle ilgili hiçbir kazanımının heba edilmesine müsaade etmeyecektir. Kendi aralarındaki güvensizliği, kendi aralarındaki nefsi rekabeti, kendi aralarındaki denge arayışını demokrasi kılıfına büründürerek pazarlamaya kalkanların ipliğini pazara çıkarmak boynumuzun borcudur.”

“KURDUKLARI İTTİFAKIN İSTİKAMETİ BELİRSİZDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha kendi aralarındaki sıralamanın içinden çıkamayanların ülkenin ve dünyanın meselelerini anlayabilmeleri, kavrayabilmeleri, çözüm üretebilmeleri ve en önemlisi bunu hayata geçirebilmelerinin zaten mümkün olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Milletin önüne çıkardıkları programda kendilerinin ne istediğine, neyi nasıl yapacaklarına dair tek bir dişe dokunur teklif olmadığı gibi pek çok temel meseleye dair üstünkörü de olsa herhangi bir temas dahi yoktur. Kurdukları ittifakın istikameti belirsizdir, sergiledikleri birlikteliğin duruşu sakattır, hazırladıkları program vizyondan yoksundur. Tartışmaların odağına yerleştirdikleri cumhurbaşkanlığında daha 2023’deki adaylarının adını koyabilmiş değiller. Teklif ettikleri sistem ise cumhurbaşkanının seçim yöntemini bile ifade edemeyecek kadar pespaye bir çalışmadır. Netice itibarıyla Türkiye’nin geçtiğimiz 20 yıldaki her meselesini nasıl biz çözdüysek, bugünkü ve bundan sonraki sorunlarının çözüm adresi de biziz. Şayet bu ülkede AK Parti ve Cumhur İttifakı yoksa eserin de hizmetin de çözümün de dirayetli ve kararlı yönetimin de mümkün olamayacağını bizzat karşımızdaki fotoğrafın kendisi söylüyor. AK Parti teşkilatları olarak sizlere düşen görev tüm bu hakikatleri milletimize anlatmak, her bir insanımızla aramızdaki gönül köprüsünü güçlendirmektir.”

Tüm Haberler

 

kaynak:https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/135858/-turkiye-ekonomisiyle-asker-gucuyle-sosyal-yapisiyla-guclu-olmak-mecburiyetinde-olan-bir-ulkedir-

 

 

Reklam Alanı
Son Güncelleme: 03 Mart 2022